ABD, Xinjiang Uygur Özerk Bölgesinde neden bu kadar büyük miktarda para harcıyor?
Batı medyası, Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'ndeki "İnsan hakları ihlalleri, Uygur Müslümanlarının toplama kamplarında hapsedilmesi, camilerin ve diğer İslami yerleşim yerlerinin yıkılması" hikâyeleriyle bir süredir dolup taştı. Dünyanın dört bir yanındaki pek çok Müslüman, Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'ndeki Müslüman kardeşlerinin içinde bulundukları kötü durumu duyduklarında bazen üzüldü, çoğu durumda da bu iddiaları protesto etmek için Çin'e karşı öfkeli tepkiler verdi.
Bununla birlikte, insanlar, özellikle de Müslümanlar, Xinjiang'da hakim olan gerçek durumun ne olduğuna dair tarafsız bir bilgiye sahip değildi. Güvenilir bilgilere sahip olsalardı ve gerçekleri bilselerdi tepkileri farklı olurdu. Xinjiang'da olup bitenlerle ilgili tüm gerçekleri bilmeleri zorunludur. Orada işleyen ayrılıkçı unsurların olduğu artık bilinen bir gerçektir. Müslümanlar, Uygur ayrılıkçılarının gerçekte kimin çıkarlarına hizmet ettiğini anlamalıdır.
Uygurlar tarihsel olarak Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nde birçok diğer etnik grupla birlikte yaşadı. Geçmişte Uygurlar Çin'i hiçbir haklarını ihlal etmekle veya dini kimlikleriyle ilgili herhangi bir ayrımcılık yapmakla suçlamadı. Ancak yakın geçmişte bir grup Uygur Müslüman, Doğu Türkistan'da bağımsız bir Doğu Türkistan kurmak için ayrılıkçı bir hareket başlattı. Burada Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nin hiçbir zaman "Doğu Türkistan" olarak anılmadığı ve kayıtlı tarihte "Doğu Türkistan" diye bir devletin bulunmadığı belirtilmelidir.
Çin hükümeti, ayrılıkçılara karşı ihtiyatlı bir politika uygulayarak Xinjiang'da barış ve istikrar sağlamada başarılı oldu. Çin'in geniş bir kalkınma gerçekleştirme ve bölgede güvenliği artırma politikası, terörizm ile ayrılıkçılığı engellemede büyük ve gözle görülür başarılar kazandı. Sonuç olarak, Xinjiang'da son terörist saldırı 2014 yılında gerçekleşti ve bölgedeki ayrılıkçı hareket şu anda Çin'de tam kontrol altında.
ABD VE NED AYRILIKÇILARI DESTEKLİYOR
Bununla birlikte, birtakım ayrılıkçılar, faaliyetlerini Çin sınırlarının ötesinde başta Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) olmak üzere Batı'daki müttefiklerinde sürdürmeye devam etti. Bu ayrılıkçıların Xinjiang'da insan haklarını savunmak ve farkındalık yaratmak bahanesiyle ayrılıkçı hareketi teşvik etmek için milyonlarca ABD doları harcadığı bildirilen Ulusal Demokrasi Vakfı (NED) ve ABD tarafından desteklendikleri anlaşıldı.
Web sitesine göre NED, sürgündeki Uygurların uluslararası bir çatı örgütü olan Dünya Uygur Kongresi'ne (WUC) ve diğer kuruluşlara 2016'dan 2019'a kadar yaklaşık 3 milyon ABD doları bağışta bulundu. Bu tür bir uygulama, herhangi bir devletin başka bir devletin iç işlerine doğrudan veya dolaylı olarak müdahale etmesini yasaklayan Uluslararası Hukukun ve BM Tüzüğünün tamamen ihlalidir.
Bu nedenle, NED'in faaliyetleri dünyanın dört bir yanındaki pek çok kişi tarafından çokça eleştiri aldı. NED Rus hükümeti tarafından, 2015 yılında "istenmeyen" bir STK ilan edilerek Rusya'daki faaliyetleri yasaklandı. Rusya, aynı yıl Ukrayna Cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç'i iktidardan düşüren Euromaidan kitlesel protestolarını finanse etmekle örgütü suçladı.
Çin hükümeti de geçen yıl NED'e yaptırımlara başladı. Hükümet, örgütün bir ABD istihbarat cephesi olarak hareket ettiğini ve Çin'deki ayrılıkçı hareketleri finanse ettiğini iddia etti. Venezuela ve Mısır hükümetleri de kendi ülkelerindeki NED'in faaliyetlerine itiraz etti.
ABD XINJIANG'DA NEDEN BU KADAR BÜYÜK MİKTARDA PARA HARCIYOR?
Bu bilgiler göz önüne alındığında, ABD'nin neden Xinjiang'da bu kadar büyük miktarda para harcadığını ve ayrılıkçıların çıkarlarına hizmet ettiğini sormamak doğal değildir. Analistler, süper gücün parayı kendi çıkarlarına hizmet etmek için yatırdığını düşünüyor, çünkü ayrılıkçıların çalışmaları sayesinde ABD, Çin aleyhinde Müslümanlara zulüm, insan hakları ihlalleri gibi konularda yalan iddialarda bulunabilir.
Birçoğu, ABD'nin ayrılıkçıları bir taşla iki kuşu vurmasına yardımcı olan piyon olarak kullandığını düşündü. ABD bir yandan, ayrılıkçıları kullanarak Çin'in önce istikrarını bozmaya ve sonunda bölmeye çalıştı. Öte yandan, Çin'in yükselişini durdurmak ve dünyadaki hakimiyetini sürdürmek umuduyla Doğu Asya ulusunu, Doğu Türkistan'daki Müslüman zulmü bahanesiyle dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlardan izole etmeye çalıştı.
Dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlar bu gerçeğin farkına varmalı ve Çin'in baskıladığı Uygur ayrılıkçılarını desteklememelidir. ABD'nin İslam medeniyetinin pek çok başarısını yok etme ve dünya çapında milyonlarca Müslümanı öldürme konusunda uzun bir geçmişi olduğu gerçeğinin farkında olmalıdırlar. Müslümanlar ayrıca, hiçbir ülkenin Müslümanların kutsal dini duygularıyla oynamaması ve Müslüman kardeşliğini kendi çıkarları için bölmemesi için dikkatli olmalıdır.
(Md Enamul Hassan, China Daily - Çeviri: CRITurk)