Nefis muhasebesi...
Bismillahirahmanirahim.
"Nefsini arındıran (tezkiye eden) felaha erer. Nefsini günah ve masiyetle kirleten ise ziyana uğrar." (Şems süresi, ayet: 9-10)
Nefisimizi muhasebeye çekerken ne kadar gerçekçiyiz?
Nefsimizi kabartan amellerimizi mi göz önünde bulunduruyoruz, yoksa hata ve günahlarımızı düşünüp tövbe kapısına eriştirecek olan amellerimizi mi?
Her ne kadar kendimizi kandırmaya yönelsek bile insaflı ve hakiki bir şekilde yaptığımız muhasebede ne kadar hata ve yanlış içinde olduğumuzu görebiliriz.
Çünkü her insanın budanması gereken nefsani duyguları bulunmaktadır.
Resulullah (S.a.v) muhasebe ile ilgili şöyle buyurmaktadır;
“Akıllı kimse, nefsini hesâba çeken ve ölümden sonrası için çalışandır. Aciz de, nefsini özlem ve arzularının peşine takan ve Allâh’tan temennide bulunan kimsedir.” (Tirmizî; İbn Mâce)
Evet, görüyoruz ki nefis muhasebesi yapanları, Resulullah (s.a.v) akıllı kimseler olarak nitelendiriyor.
Hz.Ömer (r.a) muhasebe ile ilgili şu sözleri söylemektedir: “Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz. Amelleriniz mizanda tartılmadan önce siz onları vicdanınızda tartınız. Allah’a arz olacağınız büyük hesap günü için kendinizi salih amellerinizle süsleyiniz. “Hepiniz Allah’a arz olunursunuz. Sizin bir şeyiniz gizli kalmaz.” Ayetini unutmayınız. Şüphesiz kendilerini dünyada muhasebe edenler için ahiret hesabı kolay olacaktır. Dünyada ölçülü yaşayan ve vazifelerini yerine getirenlerin mizandaki sevapları ağır olacaktır. Sadece gerçeğin konulacağı bir mizanın ağır gelmesi kesindir.”
Peki muhasebe nedir?
Muhasebe: İnsanın kendini bilmesidir.
Muhasebe: Allah'a yaklaşmanın yoludur.
Muhasebe: Günahlardan arınmaktır.
Muhasebe: Nefsin kötülüklerini kınamaktır.
Muhasebe: Bâki aleme ön hazırlıktır.
Muhasebe: Günahların farkına varıp, insanı tövbe kapısına yönelten bir basamaktır.
Nefsani kusurlarımızı asla küçük görmemeliyiz. Çünkü küçük günahların büyük günahlara davetiye çıkardığını bilmeliyiz.
Mesela, riya gibi bir hastalığa bulaşırsak görünürde pek büyük bir günaha girmiş olduğumuzu göremeyebiliriz. Lakin işin hakikatı, yaptığımız her amelin Allah katında geçersiz sayılmasıdır.
Bundan daha acı ne olabilir?
Aynı şekilde kibir ile ilgili Allah Resulü (a.s) "Kalbinde zerre miktar kibir bulunan kimse asla cennete girmeyecektir!" diye buyurmaktadır. (Müslim)
Bu bağlamda; bedensel hastalıklar bizlere dünyada rahatsızlık verebilir. Belki de günahlarımızın dökülüp bağışlanmasına bile sebebiyet verebilir.
Ama nefsani hastalıklar, -Allah muhafaza- baki alemde, baki bir azap çekmemize sebep olur.
Rabbimiz; Bizleri kusurlarını ve hatalarını görüp, onlardan vazgeçen ve tövbe edenlerden eyle...
(Muhammed Fatih EREN)