Filistin Mücadelesinde Yeni Dönem
Bugünlerde Ortadoğu bölgesi garip değişikliklere sahne olmaktadır. Karşılaştığımız bazı değişimler kendi alanlarında adeta benzersiz bir özelliğe sahiptirler. Arap ülkelerinde halkın kıyamlarının yanında, işgal edilmiş Filistin’in sınırlarında sığınmacıların toplanmaları ve gösterileri yeni bir değişim olarak ortaya çıkmaktadır. 1990’larda işgal edilmiş Filistin topraklarında, Batı yakasında ve Gazze’de “yeni mücadele şekli” ile öne sürülün intifada ile Filistinliler için yeni kazançların kapısı aralanıyordu. Yaşanan son gelişmeler Filistinlilerin mücadelesinde yeni bir girişimin ortaya çıktığını göstermektedir.
Bu defa Filistin sınırlarının hemen dış kısmında ülkelerinden sürülen Filistinliler tarafından ortaya çıkan itiraz hareketleri, şekli olarak Filistin için önemli günlerde meydana geldi. Filistin halkının ülkelerinden sürüldüğü günün yıldönümünde ve Arapların yenildiği 1967 yenilgisinin yıldönümünde halkın yoğun itirazları gerçekleşti. Ancak muhteva açısından bu itirazlar, topraklarından sürülen bu halkın yeniden topraklarına dönüşünü ciddi şekilde arzulama çabasının göstergesiydi.
Bu olay, uluslararası bazı kurumların, hukuk çevrelerinin ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Şurasının 194 sayılı kararına göre önemli hukuki bir ekseni teşkil ediyordu. Ülkelerinden sürülmüş Filistinliler için önemli bir sayfanın açıldığını gösteriyordu. Siyonist rejim ise halkın bu hakkından vazgeçmemesinden dolayı endişe içinde yaşamaktadır. Dolayısıyla Siyonist rejimin askerleri bu tür hareketlere karşı büyük bir huşunetle ve sertlikle karşı koymaktadırlar.
Filistinlilerin itiraz şeklinde ortaya çıkan bu tür kahramanlık gösterisi iki kez meydana geldi. Siyonist rejime ve uluslararası kamuoyuna, ülkelerinden sürülmüş Filistinlilerin ülkelerine dönüşünün en tabii hakları olduğu, üzerinden 60 yıl geçmesine rağmen bu hakkın unutulmadığı mesajı veriliyordu. Aynı şekilde bu mesaj Filistin Özerk Yönetimine ve Filistin olayındaki uzlaşmacı diğer taraflara da veriliyordu. Böylece ülkelerinden sürülen Filistinlilerin ülkelerine döşün hakkından hiçbir şekilde vazgeçmeyecekleri ve bunu pazarlık konusu bile yapmayacakları ortaya konuluyordu.
Dikkat çeken önemli noktalardan biri de, bu hareketlenmenin Arap halklarının meydanları doldurduğu ve itirazlarının yükseldiği bir zamana denk gelmesiydi. Bütün bunların Filistin halkı üzerinde etkilerinin olduğunu gösteriyordu. İtirazlar için uygun bir ortamın oluşmasına sebep oluyordu. İtirazlar, çarpışmalar ve ölümlerin her taraftan fazla olduğu Suriye’nin Golan tepelerinin taşıdığı özelliklerden dolayı Siyonistler derhal bir açıklamada bulunup Golan Tepelerini 1967 yılında topraklarına kattıklarını, buranın geri verilmesinin mümkün olmadığını ileri sürdüler.
Buradaki gösterilere şiddetle karşı koymaları ve ağır kayıpların verdirmelerinin sebebi Siyonistlerin ilhakta kararlı olduklarının göstergesi olabilir. Bazı tahlilciler ise Suriye hükümetinin halkıyla yaşadığı sorunlardan dolayı dikkatleri ülkenin içlerinden işgal edilmiş Filistin topraklarının sınırlarına yönlendirmek için Filistinli sığınmacıları buralara yönlendirdiğini ileri sürmektedirler. Meselenin aslı ne olursa olsun, topraklarına dönmeye kararlı olduklarını ortaya koyan Filistinlilerden bir kısmı şehid, bir kısmı da yaralandı. Suriyelilerin de Golan’da şehid edilenler ve yararlananlar oldu. Bununla birlikte Lübnan’ın Güneyindeki Şeb’a çiftliklerinin dışında Golan Tepeleri de Siyonistlerin elinde bulunan Filistin’e ait olmayan diğer bir işgal toprağıdır. Suriye halkı da işgal edilmiş bu toprakları terk etmek zorunda kalmıştı.
Siyonistlerin Golan Tepelerinde itiraz eden halka şiddetli tepki göstermeleri, burayı kendi topraklarına katıp bir daha vermek istemediklerini ispat için olabilirdi. Siyonistler burayı tek taraflı olarak meclislerine sunup onay bile almışlardı. Bu şiddetli tepki endişelerden ve güvenlik zaafından da kaynaklanabilir. Ki bu halkın ilk gösterilerinden sonra, yaklaşık yirmi gün önce meydana geldi. Bu gösterilerde bazı göstericiler elektrikli telleri koparıp içeri girmiş, işgal edilmiş topraklarının içine ve hatta Telaviv’e bile ulaşmışlardı. Hiç kimse onların geçtiğini bile fark edememişti. İşte bütün bunlar Siyonistlerin bu bölgede protestoculara şiddetli tepki göstermelerine yol açmaktadır.
Yazan: Muhammed İrani
Kaynak: Sayté Başgahé Endishe
Çeviren: Ahmet Dağcı