Şeyh Sait Seriyyeleri saldırılara mukabil cevap veriyor
Cnn Türk'te Ahmet Hakan'ın sunumuyle yayınlanan 'Tarafsız Bölige' programında son zamanlarda Doğu ve Güneydoğu bölgesinde yaşanan olaylar konuşulurken HÜDA PAR ve camiasına yönelik iftira ve ithamlara cevap vermek için Parti Sözcüsü Sait Şahin telefonla bağlandı.
Cnn Türk'te yayınlanan Tarafsız Bölge programında bölgede yaşanan son olaylar konuşuldu.
Ancak konunun bir tarafı olan Hür Dava Partisi (HÜDA PAR)'den kimsenin bulunmaması sosyal medyada tepkilere neden oldu.
Sosyal medya kullanıcılarının bu duruma tepki gösteren paylaşımlar yapması sonrası Ahmet Hakan bir çağrıda bulunarak HÜDA PAR yetkililerin prorama telefonla katılıp iddialara cevap verebileceğini söyledi.
Çağrının ardından HÜDA PAR Gen. Baş. Yrd. ve Parti sözcüsü Sait Şahin telefonla yayına bağlandı.
Sait Şahin, kendileriyle ilgili konuların konuşulduğu bir programda kendilerinin de bulunmasının daha sağlıklı olacağını söyledi.
Şahin, "Diyarbakır’da Aytaç Baran suikastı üzerinden gelişmeler değerlendirilirken oradaki katılımcıların çoğunun HÜDA PAR’I ve geçmişte de Hizbullah üzerinden sadece “Derin devletin sahaya sürdüğü örgütler” şeklinde ifade etmeleri gerçekten yadırganacak bir durum.
Çünkü sadece Aytaç Baran cinayeti üzerinden bölgedeki gelişmeler değerlendirilirse kısır bir değerlendirme olur.
Saldırlar ve saldıganlar HDP’lilerce çarpıtılarak savunuluyor
HÜDA PAR’ın omurgasını oluşturan taban kitle itibarıyla Sivil Toplum Kuruluşları çalışmalarına başladıkları 2004 yılından bu yana yaklaşık 10 yıldır 400’ün üzerinde 500’e yakın saldırıya uğradı ve bunların saldırıların çoğunun faili de bellidir. Bu saldırılar esnasında HDP’li yetkililer her zaman olayları çarpıtarak saldırı yapanları savunmuş saldırıya uğrayanları ise suçlamıştır.
Yerel seçim döneminde Parti Genel Başkanımız istifa ederek Diyarbakır Büyük Şehir Belediye Başkanlığına aday olmuş ve bu adaylık çerçevesinde Lice’de seçim çalışması yapmak için ziyarette bulunmuştu. Bu ziyaret sırasında BDP binasından çıkan 50 kişilik bir grubun saldırısına uğradı. Selahattin Demirtaş o dönemde orada üyeleri yok, seçim çalışması için oraya gitmek provokasyondur şeklinde suçlamalarda bulundu.
Saldırgan taraf ile saldırıya uğrayan tarafın pozisyonu
Manzara ortada bizlere yönelik 500’e yakın saldırı olmuş kardeşlerimiz şehit edilmiş buna rağmen sabırla bu güne kadar gelmişiz.
6-7 Ekim kırılma noktası oldu. Türkiye 400 civarındaki saldırıyı görmedi sadece 6-7 Ekim’le birlikte HÜDA PAR’a yönelik saldırılardan haberdar oldu. Saldıran taraf, derin devletin oyunlarına gelen taraf olmuyorda, ilişkili taraf olmuyorda 10 yıldır bu kadar saldırıya uğramış bir yapının derin devletin oyununa gelmiş, devletle işbirliği içerisinde gösterilmesi ancak akıldışı açıklamalardır. İzahtan vareste açıklamalardır.
Polis lojmanlarından kendilerine onlarca oy çıkan HDP’dir bize ise hiçbir oy çıkmadı. Buna rağmen işbirlikçi gösterilen HÜDA PAR oldu temiz gösterilmeye çalışılan ise HDP oldu.
Geçmişin acıları geleceğe taşınmamalı
Bizler çatışma ortamı istemiyoruz. Hakikaten Kürtlerin 100 yıla yakın acı tarihi üzerine tekrardan geçmişin çatışmasının geleceğe taşınması taraftarı değiliz. Bir gerçeğin de ortaya çıkmasını isteriz. Bu gerçeğin ortaya çıkması çatışmayı ancak durdurabilir.
Bu güne kadar saldıran taraf belli saldırıya uğrayan tarafta bellidir. Bundan sonra çatışma çıkması istenmiyorsa kirli yapılara derin yapılara ki derin yapılar vardır pusuda bekliyorlar. Derin yapılara sisli puslu havalar oluşturmamak onların hesaplarını boşa çıkarmaktır. Dolayısıyla, birilerinin elinde silah varsa sürekli saldırıyorsa derin yapılara ortam hazırlıyorsa demekki derin yapılarla işbirliği içerisinde olanlar onlardır.
Katliam girişimlerine Şeyh Sait Seriyyeleri mukabil cevap veriyor
Dikkat edin 6-7 Ekim’e kadar sürekli tek taraflı saldırılar söz konusuydu. 6-7 Ekim sonrasında katliam derecesine varacak saldırılar yapıldı. Evinde çocuklarıyla beraber hamile kadınlar yakılmak istendi. Bu derecede katliama uğrayan kitle travma geçirdi. Ve bu travma sonucunda insanlar savunma refleksi gerçekleştirdi. Bu savunma refleksiyle onlara yönelik saldırılarda Şeyh Sait Seriyyeleri şeklinde oluşturulan birliklerle mukabil cevaplar veriyorlar.
Silahın konuşması Türkiye’nin yangın yerine dönmesi demektir
Silah kaostur, silah kargaşadır, silah Suriye’ye dönmektir silah Irak’a dönmektir. Dolayısıyla Türkiye’de de konuşacak silahlar Türkiye’yi yangın yerine çevirir. Defalarcadır söylüyoruz, acılarımızı içimize gömüyor sükunet çağrıları sağduyu çağrıları yapıyoruz. Sabır çağrısı yapıyoruz. 10 yıldır yaptığımız bu çağrıların 6-7 Ekim’den sonra karşılığı zayıfladı. Çünkü insanlar ailelerini korumak istiyorlar, insanlar yaşamak istiyor, çocuklarının yetim kalmasını istemiyorlar. Bu çerçevede değerlendirilirse ancak anlaşılır. Yoksa bizim çağrılarımız noktasında mesele değerlendirilecekse bizim çağrılarımız çok nettir. Bölgede silahların kullanılmasını istemiyoruz, kan ve gözyaşı istemiyoruz. Bu hangi taraftan gelirse gelsin mahkum edilmesi gerekir.
Hizbullah’a çağrıda bulunabiliriz
Biz çok açık ifade ediyoruz. Diyoruz ki, HDP PKK’ya silah bırakma çağrısında bulunsun. Bizde HÜDA PAR olarak 2000-2001 yılından beri silah kullanmayan Hizbullah’a “bu güne kadar sabrettin bu günden sonrada silah kullanma” çağrısında bulunabiliriz.
90 yıllarda yaşananlarda bu gün yaşananlar şeklinde cereyan etti. Bir tarafın saldırıları, diğer tarafın bir müddet sabrı. Artık iki gücün arasında hayat mücadelesi vermek zorunda kalan insanların silah kullanma zorunluluğu oldu. 90’lı yıllarda JİTEM Ergenekon yani geçmişin bütün derin devleti kirli yüzüyle sahadaydı. Ak Parti bunları tahliye etmek suretiyle bölgeyi çok daha karıştırılabilinecek hale getirdi. Doğu Perinçek’i , Veli Küçük’ü Yalçın Küçük’ü diğer tarafta Derin Devletin bütün kirli şahsiyetleri tekrardan sahaya sürüldü.
Hizbullah Şehir Efsaneleri üzerinden suçlanıyor
İşin garibi, Doğu Perinçek ve Yalçın Küçük gibi Beka vadisinden ayakları kesilmeyen biz MİT’i kullandık MİT bizi kullandı diyen Abdullah Öcalan işbirlikçi olmuyor, şehir efsaneleri üzerinden hiçbir delili olmayan sadece birilerinin uyduruk ithamları üzerinden Hizbullah işbirlikçi oluyor. Meselelerin geniş boyutuyla çok taraflı olarak konuşulması lazım." şeklinde konuştu (Hürseda Haber)