En büyük bela şükürsüzlüktür…
Yıllarca çekilen çilelerden, ödenen bedellerden, yokluk ve sıkıntılardan sonra Müslümanlar olarak büyük nimetler kavuştuk. Siyasi makamlara, bürokratik imkânlara, dev ekonomik bütçelere, sayısız yazılı ve görsel medya organlarına ve büyük kalabalıklara hükmeder hale geldik Müslümanlar olarak.
Bize bu büyük nimetleri veren Rabbimiz, siyasette, ekonomide, bürokraside, medyada ve çoklukta bize verdiği nimetlerle hangi haramlara engel olduğumuza, hangi farzları ikame ettiğimize, hangi değerleri inşa ettiğimize, hangi hedefleri gerçekleştirdiğimize de bakacak elbet. Bakacak ve “Andolsun, eğer şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım. Eğer nankörlük ederseniz, hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir” (İbrahim, 14/7) ilahi yasası gereği nimetin devamı veya son bulması ile ilgili hükmünü de verecek…
Her nimetin şükrü kendi cinsindendir kuralı gereği, Müslümanlara en büyük siyasi imkânları, kanun yapma yetkisini, KHK çıkarma gücünü veren Allah’ımız, bu imkanlarla hangi haramlara engel olduğumuza, hangi farzları yerine getirdiğimize de bakacak. Başta içki, kumar, faiz, zina ve sapkınlıklarla ilgili kaç kanun çıkardığımıza, harama giden yolları kapatmak için kaç KHK yayınladığımıza, kaç yasa yaptığımıza da bakacak olan Allah’ımız, bu büyük nimetin şükrünü eda edip etmediğimiz konusunda buna göre hüküm verecek…
Bizi abdestimizle ve namazımızla bürokratik makamlara oturtan Allah’ımız, başörtümüzle, sakalımızla meclise sokan Allah’ımız, bu makamlarda abdestimizin, namazımızın, başörtümüzün ve sakalımızın gereğini yerine getirip getirmediğimize, bürokrasinin çarkını hakka ve adalete göre çevirip çevirmediğimize, bu imkânlarla ve nimetlerle şahsi çıkar sağlayıp sağlamadığımıza da bakacak ve bu büyük nimetlerin şükrünü eda edip etmediğimizle ilgili hükmünü verecek elbet…
Her türlü yazılı ve görsel medya nimetini emrimize veren Allah’ımız gazetelerimizde ve televizyonlarımızda İslam’ın hangi ahlaki ilkelerini hâkim kıldığımıza, ahlaksız dizileri, filmleri, magazin ve yarışma programlarını önlemek için neler yaptığımıza, toplumu İslam’a yönlendirmek için hangi programları başlattığımıza, hangi manşetleri attığımıza, haber programlarımızda iftira ve yalan haberden nasıl uzak durduğumuza da bakacak ve bu büyük nimetlerin şükrünü eda edip etmediğimizle ilgili hükmünü verecek elbet…
En büyük belediye imkânlarını emrimize veren Allah’ımız, bu koltuklarda otururken İslam adına neler yaptığımıza, rüşveti, torpili, adam kayırmayı, iltiması, ihaleye fesat karıştırmayı önlemek için hangi kuralları uyguladığımıza, milletin, yetimin, garibin hakkının yılbaşı kutlamalarına, noel ağaçlarına, konserlere, sanatçılara gitmemesi için nasıl çabaladığımıza, ranta, yolsuzluğa ve peşkeş çekmeye nasıl dur dediğimize de bakacak ve bu büyük nimetlerin şükrünü eda edip etmediğimizle ilgili hükmünü verecek elbet…
Bize dev bütçelere ve kalabalıklara hükmetme nimetini ve imkânını veren Allah’ımız, bu bütçeleri yerli yerinde kullanıp kullanmadığımıza, israf edip etmediğimize, faizden ve kul hakkından korunup korunmadığımıza, yetimi ve yoksulu gözetip gözetmediğimize, ekonomiyi Allah’ın istediği şekilde yönetip yönetmediğimize, kitleleri hakka yönlendirip yönlendirmediğimize de bakacak ve bu büyük nimetlerin şükrünü eda edip etmediğimizle ilgili hükmünü verecek elbet…
Unutmayalım ki, her nimetin şükrü kendi cinsindendir. Bu nimetlerin şükrü verilen her imkânı Allah için ve onun yolunda kullanmaktır. Şükürsüzlük ise bütün bu imkânlara sahip olmamıza rağmen inancımızı bir türlü hayata hâkim kılamamamızdır. İlahi yasa gereği şükredersek nimetler artar. Nankörlük ve şükürsüzlük edersek hepsi elimizden gider. Geriye koltukların ve makamların kullanıp ve kirletip attığı koca bir nesil kalır. (Milli Gazete)