'Filistin'in Silahlı Mücadeleye Hakkı Var'
Amerika Bilim Adamı Prof. Dr. Norman Finkelstein, "Filistinliler için Hizbullah’ın silahlı mücadelesi en verimli taktikti. Benim tek görüşüm, Filistin'in silahlı mücadeleye hakkı olsa dahi bu kazanç sağlamayacaktır." dedi.
Dünya Bizim sitesinden Deniz Baran'ın Finkelstein ile yaptığı kısa söyleşiyi sizinle paylaşıyoruz:
"Sizi Filistin meselesi için bu kadar motive eden ve hassas hâle getiren şey nedir? Çok daha konforlu bir akademik hayat seçebilirdiniz ve kimse sizden Filistin’in lehinde cephe almanızı beklemezdi. Bu riski neden aldınız?
Politik davamı onların beni sakıncalı bulup bulmamasına göre belirlemiyorum. Gençliğimde birçok politik mücadelenin içinde bulundum (Vietnam, Orta Amerika meseleleri, sivil hakları, çiftçi hakları gibi). 1982 Haziran’ında İsrail, Lübnan’ı işgal ettiğinde de Filistin mücadelesine dahil oldum. Bu anlaşmazlık çözülene kadar da Filistinlilerin haklarını savunmaya devam edeceğim. Hiçbir şey beni sözümden döndüremez. Eğer Filistin mücadelesi ben hayattayken sona erebilir ve ben hâlâ sağlıklı olursam başka bir dava için de mücadelemi sürdüreceğim
Zoru yolu seçip Filistin meselesi hakkında doğruları söylemeyi tercih ettiniz, bu, fırtınaya karşı durmak gibi bir şey. Bu sizin akademik hayatınızı nasıl etkiledi? Siz veya yayınlarınız büyük bir dışlanma ile yüz yüze kaldı mı?
Hiçbir zaman büyük bir akademik başarıya sahip değildim. Harika bir öğrenci değildim ve akademik hayat kıstaslarına uymuyordum. Ben devrimci olmak istedim, profesör değil. Ancak devrim hiçbir zaman gerçekleşmedi, bu yüzden öğretmen olmaya karar verdim. Başarılı bir “öğretmendim” ve birkaç kitap yayımladım. Ancak ne zaman ki Filistin-İsrail meselesi hakkında, konuya tamamen vakıf olarak, dersler verip dediklerim yankı yapmaya ve geniş kitlelere ulaşmaya başlayınca İsrail lobisi (güçlü Yahudi organizasyonları ve bireyler) beni akademik hayattan söküp atmak durumunda kaldılar. Nihayetinde başarılı da oldular.
Tabi ki size birçok Müslüman genç, duruşunuzdan ötürü hayranlık duyuyor. Bunu iyi gösterebiliyorlar mı, geri dönüşler nasıl?
Müslüman gençlerden birçok e-mail alıyorum, seyahatlerimde birçoğuyla karşılaşıyorum. Neredeyse her zaman saygılı, akıllı ve idrak sahibiler. Müslüman dünyasında ve bilhassa yurtdışında yaşayan Müslümanlar arasında henüz tıpası açılmamış su kaynağı misali büyük bir cevher var. Fakat ne yazık ki bu cevher henüz Arap dünyasını demokratikleştirebilmeye ve geliştirmeye kadir olamadı. Benim Müslüman gençliği baz alarak söyleyebileceğim o ki eğer dünyanın bu bölgesi bir şekilde barışa ve adalete kavuşursa eminim ki Müslüman âlemi dünyanın zirvesinde olacaktır.
Geçtiğimiz yazdan sonra Filistin meselesi hakkında umutlu musunuz? İşgalin akıbeti nasıl olacak, bu mesele nasıl bitebilir?
Gelecek, Filistinlilerin parlak gördüğü kadar parlak; umutsuz gördüğü kadar umutsuz olacaktır. Belki bir inançsızım ama şu söze inanırım: “Tanrı, kendine yardım edenlere yardım eder.” (Biz de “Hacc Sûresi 40. ayet” diyerek bu taraflara çekelim sözü. D.B.) Eğer Filistinliler doğru bir liderlik ile yönlendirilirse, büyük şiddetsiz bir kitlesel hareket organize edebilirse (Tanımayanlara not düşelim, kendisi her durumda “Aman şiddetten uzak durun” klişesine saplanan biri değildir, yeri gelip silahlı direnişe sahip çıkmışlığı dahi vardır. Kısa bir röportajda bu cümlesi çok lümpen durabilir lakin öyle değil, haksızlık etmeyelim diye not düşmek istedim. D. B.) ve yurtdışında bir Filistin dayanışması sağlanabilirse İsrail illegal şekilde işgal ettiği topraklardan çekilmeye zorlanabilir. Fakat Filistinlilerin diplomasi ile veya silahlı direnişle kalıcı kazanımlara ulaşacağına inanmıyorum.
Hamas ve Hizbullah hakkındaki düşünceniz nedir? Herkesin İsrail zulmünü “Ama Hamas şunu yaptı, bunu yaptı…” bahaneleriyle örtmeye çalıştığı bir ortamda çıkıp bu söylemin ne kadar saçma olduğunu çok net şekilde söylemeniz cidden dikkat çekiciydi.
Mazlum insanların ne yapmaya hakkı olduğu ile ne olması gerektiğini birbirinden ayırmamız lazım. Filistinlilerin herkes ve her halk gibi illegal bir işgale karşı silahlı kuvvet kullanma hakkı vardır. Bu durum, silahlı direnişin en verimli taktik olduğu anlamına gelmez ama bu başka bir şeydir. Ama örneğin Lübnan’da Filistin’e önerdiğim gibi geniş-kitlesel bir silahsız direnişin İsrail’i güneyde işgal ettiği topraklardan atmaya yarayacağına inanmıyordum. Onlar için Hizbullah’ın silahlı mücadelesi en verimli taktikti. Benim tek görüşüm, Filistin’in silahlı mücadeleye hakkı olsa dahi bu kazanç sağlamayacaktır.
Sıkışık vaktinizde bana zaman ayırdığınız için teşekkür ederim Bay Finkelstein.
Bir daha görüşmek üzere." (Dünya Bizim)