Joe Biden Irak'ı karıştırdı
Amerika Başkan Yardımcısı Joe Biden, Irak'a yaptığı ziyaret sırasında ülkedeki etnik ve mezhepsel karmaşa ile bölünme tehlikesini daha da güçlendirecek açıklamalarda bulunarak Irak'ı karıştırdı.
Amerika'nın Irak büyükelçiliğinde diplomatlar ve askerlere konuşan Biden, “Bugün barışı sağlamaya çalıştığımız tüm yerleri düşünün. Sizi gönderdiğimiz tüm yerleri. Bunlar tarihte suni sınırlar çizdiğimiz, birbirinden tamamen ayrı etnik, dini, kültürel gruplardan suni devletler yarattığımız yerlerdir” sözleriyle Irak'ın bölüneceğini işaret etti.
Biden’ın konuşmasına paralel olarak The New York Times muhabiri Tim Arango'nun haberinde de Birleşmiş Milletler (BM)’de kimi uzmanların Irak’ın bölünmesi noktasında nabız tuttuğu iddialarına yer verildi.
ABD’nin bölgeyi kan gölüne çevirecek ve B planı adı altında Suriye’ye de tatbik edilecek hamleleri üst perdeden dile getirmesinin ardında Mahmur’dan başlayan Musul operasyonu ve Bağdat’taki reform çabaları yer alıyor.
Beyaz Saray’ın uzun zamandır gündeminde bulunan Irak’ın parçalaması yalnızca ülkenin değil şehirlerin dahi etnik ve mezhepsel temelde yeniden dağıtılmasını öngörüyor. ABD’nin Musul operasyonu için yeni üs kurması, 200 ek asker, füze sistemi ve Apache helikopterlerini bölgeye sevketmesi de yalnızca IŞİD’i püskürtmek değil IŞİD sonrasında bölgenin yeniden dizayn edilmesi açısından önemli.
ABD planına uygun olarak operasyonuna katılacak Barzani’nin Musul’un Sincar, Ninova ve Musul merkezi olmak üzere şehrin 3 parçaya bölünmesi için Irak merkezi hükümetine şantaj yaptığı iddia edilmişti. Erbil merkezli Basnews sitesinde yer alan haberde, Sincar’ın bölgesel yönetime bağlanması, Ninova’nın Hrisitiyan ve Türkmenlere devri, Musul vilayet merkezinin ise Sünni Araplara devredileceği belirtildi.
ABD Başkanı Joe Biden’ın Irak ziyaretinin Bağdat’ta hızlanan reform çabalarına denk gelmesi de Washington yönetiminin bölünme için vites yükseltmesine neden oldu. Irak Başkanı İbadi’nin, hayata geçirmeyi plandığı teknokrat hükümeti ABD’nin 2003 Irak işgali sonrasında ülkeye dayattığı mezhep temelli görev bölüşümü(muhasasa) sisteminin sonu anlamına gelmekte. 18 Mart’tan bu yana Tahrir meydanını dolduran yüzbinlerin organize ettiği mitingleri konu olan Atlantik Konseyi, bu mitingleri destekleyen Muktada el Sadr’ın tekrar sahneye çıktığını ve ABD’nin dayattığı sisteme en yaygın itirazı örgütlediğini vurgulamıştı. Bununla birlikte kimi yorumcular IŞİD işgali sonrası evlerinden olan Sünni ailelerin Şiilerin yoğunlukta olduğu bölgelere yerleştiğini, herhangi bir sorunun gözlenmediği bu durumun Irak’ın geleceği için umut verdiğini dile getirmişti.
Irak’ta siyasi irade ve toplumsal tarafından hayata geçirilmeye çalışan birlik hamlelerinin aksine Irak işgali ile ülkeye oturttuğu statükoyu korumaya çalışan ABD ise Biden’ın açıklamalarında olduğu gibi Bağdat’ta esen birlik rüzgarını tersine çevirmeye çalışıyor.
Joe Biden ABD’nin Irak büyükelçiliğinde ‘suni sınırlar’ vurgusuyla gündeme taşıdığı bölünme senaryosunu ilk defa dile getiriyor değil. ABD Başkan Yardımcısı, 2007 yılında The Newyork Times’a CFR’nin fahri başkanı Leslie Gelb ile yazdığı makalesinde Irak’ın ademi merkezi hale gelmesini savunmuş, “Ortak meseleleri merkezi hükümet çözerken, Kürtler, Sünni ve Şii Araplara kendi meseleleri için oda verilmelidir” diye yazmıştı. Nisan ayında Amerikan senatosunda konuşan Biden, benzer şekilde Irak merkezi hükümetinin ‘temelden ve ölümcül’ olarak çatladığını dile getirmişti.
ABD Başkan Yardımcısı Jœ Biden, aynı yıl The Washington Post için kaleme aldığı yazıda ülkenin bölünmesini istemediğini ancak mevcut siyasi krizin çözümü için federal sistemi önerdiğini şu satırlarla ifade etmişti: “Bizim planımız kimi medya kurumlarının aktardığı gibi bölünme değil. Irak’ı bir arada tutacak şey anaysa ile güvence altına alınmış federalizmdir. Federal Irak’ta yetkiler bölgesel hükümetlere devredilirken merkezi hükümet sınırların krounması ve petrol gelirlerinin dağıtılması gibi ortak meselelerle ilgilenir” (Ajanslar)